Ne yapacaksam aileden biri gibi yapmalıyım diyorum içimden kendime. Utandırmadan, azaltmadan, eksiltmeden.
Kirli bir yastığı top yapıyorum.
Oda küçücük ama biz yine de voleybol oynuyoruz çocuklarla.
Gülüşüyoruz.
Gitmek için ayaklanıyoruz.
Dışarı çıktığımızda kol kola girmiş üç kız çocuğu yaklaşıyor bize.
Arkadaşlarınız da buradaymış, hadi beni tanıştırın diyorum evin kızlarına.
Onlar arkadaşımız değil diyor 3 kızdan biri kibirle, onlar çoban!
Sert bir tokat yemiş gibi hissediyorum. Sanki içimden yerlere bir şeyler dökülüyor... kızların omuzuna kollarımı koyup yanıma çekiyorum.
Ben diyorum bu kızların teyzeleriyim.
Ta İstanbul'dan geldim onları görmeye.
Bir zamanlar benim babam da çobandı diyorum!
Kızlar şaşırıyor.
Ne iş yaptığımı soruyorlar.
Nerde öğretmen olduğumu soruyorlar.
Üniversitede psikoloji öğretmeni deyince çok şaşırıyorlar.
Ayrılıyoruz.
Evin kızları arabaya kadar eşlik ediyor bana. Sonra da öyle kocaman, öyle şefkatle, öyle sıkı sarılıyorlar ki kalbim büyüyor. Terkedilmiş ruhlara ebeveynlik yapmakmış sevmek, bir daha anlıyorum.
Ayten Zara Erzurum Köy Okulu İnşaası /
Çocuk İstismarını Önleme/Kalkındırma Projeleri 2020